< < Önceki Sayfaya Dön
Benzer Ürünler
Mineli Kayı Ve Ayyıldız Yüzük
Mineli Kayı Ve Ayyıldız Yüzük

Ayyıldız Motifli Kayı Boyu Gümüş Yüzük (SH00135)

Marka : Vav Gumus
İndirim Oranı : %60 İndirim
Fiyat : ₺1.866,26(KDV Dahil)
İndirimli : ₺746,50(KDV Dahil)
₺70,53 'den başlayan taksitlerle
Yerli

Gümüş 925 Ayar
 Ağırlık 13,00 gram

KAYI BOYU HAKKINDA BİLGİLER


Üç Kıt’a 27 Milyon kilometre kareye hükmetmiş bir İmparatorluğun kurucusu olan Osmanlıların munsub oldukları Oğuzların Kayı boyunun  simgesi olan yüzük.

Kâşgarlı Mahmut, Divân-ı Lügati’t-Türk eserinde bu boya Selçukluların mensup bulunduğu Kınık boyundan sonra ikinci sırada yer verdi ve onu “Kayıg” şeklinde zikretmiş, damgasını da gösterdi. Eserini 1206 yılında tamamlamış olan Fahreddin Mübârek Şah’ın Türk kavimleri listesindeki “kayık” ismi de bu boyu ifade edildi. Eski Türkçe’de hece sonundaki “g”ler Batı Türkçesi’nde düştüğü için bu ad da “kayı” şeklini aldı.

 

İranlı Tarihçi Reşîdüddin Fazlullah bu boyu kayı şeklinde yazmakta, bunun “sağlam” mânasına geldiğini, ülüşünün “sağ karı yağrın”, onkununun “şahin” olduğunu bildirmekte ve damgasını da vermektedir. Reşîdüddin ayrıca eserinin Türklerin tarihi kısmında Oğuz hükümdarları olan Yavkuyları (< Yabgular) Kayı boyuna bağladı. Bundan dolayı Oğuz boyları listesinde Kayılara en şerefli boy olarak birinci sırada yer verildi. Fakat Kayılar sadece Yabgular çıkarmakla kalmadı, Oğuzların İslâmiyet’ten sonraki tarihlerinde de önemli rol oynadılar ve Osmanlı İmparatorluğunu Kurdular.

 

Yüzüğüz iki yanında Göktürk elfabesiyle Vatan yazılmış.

GÖK TÜRK ELFABESİ

38 harflidir. 4 ünlü ve 34 ünsüz harften oluşur. Sağdan sola doğru yazılır.

Göktürkler çağında yaygınlaşan bu ilk Türk alfabesi, yazıtlar dışında yazma eserlerde de kullanılmıştır. Doğu Türkistan Yazmaları diye adlandırılan eserler bunu kanıtlamaktadır. Bu alfabenin Göktürkler`den sonra gelen Uygurlar döneminde de bir süre kullanıldığı görülmektedir. 759-760 yıllarında dikilen Şine-Usu yazıtı ile son yıllarda bulunan Taryat Yazıtı bunu göstermektedir. Bunun dışında Göktürk alfabesi, bazı değişikliklerle Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler ve Sekeller tarafından da kullanılmış ve böylece Orta Asya’dan Avrupa içlerine kadar yayılmıştır.

Türklerin siyasal varlık olarak tarih sahnesine çıkmaları, Milattan önceki yüzyıllara, Hiungnu`lar dönemine kadar geriye gitmektedir. Hunlar döneminde yazının kullanıldığına ilişkin bazı kayıtlar olmakla birlikte, bu yazının niteliği hakkında açık bilgilere sahip değiliz. Bu yüzden Türklerin kullandıkları kesin olarak bilinen ilk alfabe Göktürkler döneminde yaygınlık kazanan Göktürk alfabesidir. Son yıllarda Issık-Göl yakınındaki bir kurganda bulunan iki satırdan oluşan yazı, Göktürk alfabesi karaterinde olup, M.Ö. V.-IV. yüzyıllara tarihlenmektedir. Bu yüzden de Göktürklere bağlanan ilk Türk yazısının Göktürk Kağanlığı`nın kuruluşundan yüzyıllarca önce bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir.

İlk Türk alfabesinden günümüze kalan en büyük kalınıtılar Göktürkler döneminde dikilen yazıtlarda karşımıza çıkmaktadır. Çözülüp değerlendirilmeleri ancak XIX. yüzyıl sonunda mümkün olmuştur. Bunlardan ilk bulunanları Yenisey Irmağı boyundaki yazıtlar olmuştu. 1889’da da Orhon yazıtları diye anılan iki büyük yazıt daha ortaya çıkarılmıştı. Öteki yazıtlardan farklı olarak bunların arka yüzlerinde Çince metinler de vardı. Yani Ankara’daki Augustus Tapınağı’nda olduğu gibi iki ayrı dilde yazılmışlardı. Danimarkalı Türkolog Wilhelm Thomsen, 1893’te bu yazıtları çözmüş, böylece bunların Kültigin ve Bilge Kağan tarafından diktirildikleri, yazının Türklere özgü bir alfabe, dilin de eski Türkçe olduğu meydana çıkarılmıştı.

 

Anıtların öneminden ötürü Orhon alfabesi diye de anılan Göktürk alfabesinin kökenine gelince, bu konuda çok farklı görüş ve iddialar bulunmaktadır. Bu alfabede kullanılan işaretler, Runik diye adlandırılan eski Iskandinav yazısındaki işaretlere benzediğı için Runik karakterli sayılmış ve o alfabeyle ilişkilli olabileceği öne sürülmüştür.Yazıyı çözen Thomsen, bu Türk alfabesinin Arani alfabesinden türemiş olabilece görüşünü savunmuştu. Buna karsın Aristov gibi Rus bilginleri, bu yazıdaki işaretlerin eski Türk damgalarından alınmış olabileceğine dikkatleri çekmiştir. A. Cevat Emre ise, Göktürk yazısının Sümer yazısı ile aynı kökten gediğini varsaymıştır. Bütün bu değişik, hatta çelişik savlar arasinda söylenebilecek şey, bilim çevrelerinde en çok Thomsen’ın görüşünün tutunduğudur.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR