< < Önceki Sayfaya Dön
MİNELİ EL İŞİ GÜMÜŞ TESBİH
MİNELİ EL İŞİ GÜMÜŞ TESBİH

Sarı Lacivert Mineli Gümüş Tesbih (G00116)

Marka : Vav Gumus
İndirim Oranı : %35 İndirim
Fiyat : ₺2.299,99(KDV Dahil)
İndirimli : ₺1.499,99(KDV Dahil)
₺141,72 'den başlayan taksitlerle
Yerli

Tesbih Uzunluğu 22 cm
Tane Eni 7 mm
Tane Boyu 8 mm
Kesim Küre
Püskül 925 Gümüş
Gümüş 38 Gram

GÜMÜŞ NEDİR?

Beyaz renkli bir metal olan gümüş, yıllar içerisinde kararan ve yumuşak yapısı ile geçmişten izler barındıran bir madendir. Doğada serbest halde bulunması zor olan gümüş, toprak yüzeyinde tek başına bulunabilir. Havadan etkilenmeyen gümüş, dövülerek işlenebilir ve hatta tellere ayrılabilir. Elektrik ve ısıyı ideal düzeyde ileten gümüş, altından daha az değerli olması ile tüm dünyaya yayılmıştır.

İlk olarak Romalılar tarafından işlenen gümüş, günümüzde birçok endüstride kullanılmaktadır. Dişçilikten elektrik – elektroniğe kadar, geniş bir kullanım alanı mevcuttur. En çok takı ve süs eşyası olarak kullanılmaktadır. Gümüşün elde edilmesi de oldukça meşakkatli bir iştir. Doğal gümüş, saf veya daha çok altın, bakır, cıva gibi diğer metallerle alaşım halindedir. İspanya’da 1860 yılında bulunan sekiz tonluk külçeise hala en büyük maden olarak yerini korumaktadır.

Gümüş doğada serbest ve tek başına bulunabildiği gibi birçok bileşen ile birlikte de bulunabilmektedir. Erime noktası 961,9 °C, kaynama noktası 1950 °C’dir. En bilinen gümüş bileşenlerinden biri olan gümüş oksit, aşırı ısıya maruz bırakıldığında tamamen gümüşe dönüşebilen bir bileşendir. Gümüş sülfür ise kararlı bir gümüş bileşenidir ve hidrojen sülfürü gümüş tuzu içerisinde geçirme yöntemi ile elde edilmektedir.

Gümüş elementi birçok çeşide sahip olan ve ülkemizde çokça bulunan bir elementtir. Bu sebeple elektrik ve elektronik başta olmak üzere pek çok alanda gümüşün sağlamlığı ve iletkenliğinden faydalanılmaktadır. Süs eşyası yapımında, dişçilikalanında, pil üretiminde ve para imal edilirken gümüş elementinden fayda sağlanmaktadır. Kullanım alanı oldukça fazla olan gümüşe, gündelik hayatımızın birçok detayında rastlamak ve kullanmak mümkündür.

MİNE VE MİNE SANATI 

Mine çok zarif bir bezeme biçimidir. Mine bezeme ve mine minyatür sanatı yüzyıllardır bilinen ve yapılan bir el sanatı dalıdır. Yüzeyleri mineyle bezeme sanatı olan "mine işi" büyük bir ustalık ve özen gerektirir; çünkü mine genellikle çok kolay kırılır. En eski minelerin çoğu kırılıp kaybolmuş olduğu için eski, ünlü sanatçıların yapmış olduğu mineler günümüzde çok ender ve değerlidir.

Günümüzde bu tür mine işi ender yapılmakta, kulüp ve okul rozetlerinde, nişanlarda, saç fırçası ve el aynalarının arka yüzlerinde kullanılmaktadır. Kuyumcu mineleri, levha ve rozetlerde sanayide ve kuyumculukta kullanılır. Metal üzerine figüratif resim ve manzara kompozisyonları yapımında beğenilen bir yöntemdir.  

Mine, metal bir yüzeyin sert ve parlak bir cam katmanla kaplanmasıyla elde edilen bir bezeme biçimidir. Mine yapmak için çok sıcak bir fırında özel bir ısıtma işlemi uygulanarak metal ile cam kaynaştırılır. Dişlerin dış yüzeylerini kaplayan sert ve parlak dokuya da diş minesi adı verilir. Mine sanatı altın, gümüş ve bakır gibi değerli metallerin mine boyalarıyla süslenmesi temeline dayanmaktadır.

Mine, metal nesnelerin parlak kırmızı hale gelen yüksek sıcaklıkta çeşitli maddelerin eritilerek birleştirilmesiyle camsı bir yüzey olacak şekilde kaplanmasıdır. Mine,  Soda, Boraks, Silisyum, Kurşun Oksit karışımından oluşur. Mine renksiz ve saydam bir camdır. Mineye rengi veren metal oksitlerdir.  Mine, temel olarak renksiz cam ile metal oksitlerin bileşiminden oluşur. Renk veren oksitler tek başlarına veya değişik oranlarda kullanılarak çeşitli renkler meydana getirir. Frit ya da Flux olarak isimlendirilen temel cam maddelerinin oranı ile metal oksitlerin oranı minenin ısı altındaki sertlik ve Parlaklık durumlarını belirler. Kurşun, potasyum ve soda minenin sertliğini, parlaklığını veya yumuşaklığını belirler. Borax cam ile metal oksitleri birbirine karıştırıp parçaların oluşumunu sağlar. Borax, potasyum ve soda, minenin esnekliğini kontrol eder. Fazla Borax esnekliği azaltır, daha fazla soda ya da potasyum ise esnekliği arttırır.[2] Bu denge kurulamazsa mine metal ile kontak kuramayacak ve çatlayacak ya da atacaktır.

 

MİNE SANATI KISA TARİHÇESİ 

Mısırlılar, önce toprak kaplar üzerinde bir çeşit mine yaptıkları daha sonraları da firuze, lacivert, mor ve zümrüt yeşili minelerle bezeli altın takılar ve mücevherler imal ettikleri bilinmektedir. Eski Yunanlılar da mine işini öğrenmiş ve bazı heykelleri mineyle süslemişlerdi.

Bizans sanatında (İncil Kapakları, kutular, haçlar, ikonalar ve ikona çevreleri) İslam sanatında El-Biruni'nin yapıtlarında mine tekniğine ilişkin bilgilere rastlanmaktadır. Mine sanatındaki en erken İslam Eserleri Fustat'ta bulunmuş olan  Fatimiler döneminden kalma, altından yapılmış mücevherlerdir. İspanya'da Kurtuba'da (Cordoba), Medinet üz-Zehra'da da Fustat'dakilere benzer mineli mücevher ele geçmiştir. (11.-12.yy'lar). Artuklu Emiri Rüknettin Davut için 12.yy'da hazırlanan bir bakır tas mine sanatının güzel örneklerindendir. Osmanlı döneminde mine tekniği özellikle 17.yy'ın ikinci yarısında yaygınlaşmıştır. 

Rönesans döneminde Avrupa'da yapılan mine minyatürler yapılmış,  bu dönem sanatçıları beyaz mine zemin üzerine metal oksitleriyle boyanmış ve üzeri saydam bir mineyle kaplanmış portreler yapmışlardır. Londra'daki Victoria ve Albert Müzesi'nde çok güzel bir mine koleksiyonu vardır.

 

 

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR