Yüzüğün üstünde kurtbaşı motifin altında GÖKTÜRK elfabesiyle VATAN yazılmış.
GÖK TÜRK ELFABESİ
38 harflidir. 4 ünlü ve 34 ünsüz
harften oluşur. Sağdan sola doğru yazılır.
Göktürkler
çağında yaygınlaşan bu ilk Türk alfabesi, yazıtlar dışında yazma eserlerde de
kullanılmıştır. Doğu Türkistan Yazmaları diye adlandırılan eserler bunu
kanıtlamaktadır. Bu alfabenin Göktürkler`den sonra gelen Uygurlar döneminde de
bir süre kullanıldığı görülmektedir. 759-760 yıllarında dikilen Şine-Usu yazıtı
ile son yıllarda bulunan Taryat Yazıtı bunu göstermektedir. Bunun dışında
Göktürk alfabesi, bazı değişikliklerle Bulgarlar, Hazarlar, Peçenekler ve
Sekeller tarafından da kullanılmış ve böylece Orta Asya’dan Avrupa içlerine
kadar yayılmıştır.
Türklerin siyasal varlık olarak
tarih sahnesine çıkmaları, Milattan önceki yüzyıllara, Hiungnu`lar dönemine
kadar geriye gitmektedir. Hunlar döneminde yazının kullanıldığına ilişkin bazı
kayıtlar olmakla birlikte, bu yazının niteliği hakkında açık bilgilere sahip
değiliz. Bu yüzden Türklerin kullandıkları kesin olarak bilinen ilk alfabe
Göktürkler döneminde yaygınlık kazanan Göktürk alfabesidir. Son yıllarda
Issık-Göl yakınındaki bir kurganda bulunan iki satırdan oluşan yazı, Göktürk
alfabesi karaterinde olup, M.Ö. V.-IV. yüzyıllara tarihlenmektedir. Bu yüzden
de Göktürklere bağlanan ilk Türk yazısının Göktürk Kağanlığı`nın kuruluşundan
yüzyıllarca önce bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir.
İlk Türk alfabesinden günümüze kalan en büyük kalınıtılar Göktürkler döneminde dikilen yazıtlarda
karşımıza çıkmaktadır. Çözülüp değerlendirilmeleri ancak XIX. yüzyıl sonunda
mümkün olmuştur. Bunlardan ilk bulunanları Yenisey Irmağı boyundaki yazıtlar
olmuştu. 1889’da da Orhon yazıtları diye anılan iki büyük yazıt daha ortaya
çıkarılmıştı. Öteki yazıtlardan farklı olarak bunların arka yüzlerinde Çince
metinler de vardı. Yani Ankara’daki Augustus Tapınağı’nda olduğu gibi iki ayrı
dilde yazılmışlardı. Danimarkalı Türkolog Wilhelm Thomsen, 1893’te bu yazıtları
çözmüş, böylece bunların Kültigin ve Bilge Kağan tarafından diktirildikleri,
yazının Türklere özgü bir alfabe, dilin de eski Türkçe olduğu meydana
çıkarılmıştı.
Anıtların öneminden ötürü Orhon
alfabesi diye de anılan Göktürk alfabesinin kökenine gelince, bu konuda çok
farklı görüş ve iddialar bulunmaktadır. Bu alfabede kullanılan işaretler, Runik
diye adlandırılan eski Iskandinav yazısındaki işaretlere benzediğı için Runik
karakterli sayılmış ve o alfabeyle ilişkilli olabileceği öne sürülmüştür.Yazıyı
çözen Thomsen, bu Türk alfabesinin Arani alfabesinden türemiş olabilece
görüşünü savunmuştu. Buna karsın Aristov gibi Rus bilginleri, bu yazıdaki
işaretlerin eski Türk damgalarından alınmış olabileceğine dikkatleri çekmiştir.
A. Cevat Emre ise, Göktürk yazısının Sümer yazısı ile aynı kökten gediğini
varsaymıştır. Bütün bu değişik, hatta çelişik savlar arasinda söylenebilecek
şey, bilim çevrelerinde en çok Thomsen’ın görüşünün tutunduğudur.