ZİRKON TAŞ NEDİR
Zirkon
kelime anlamı itibariyle Arapça da "kırmızı" anlamına gelen
"zarkun" ve Farsçada veya Kürtçede "altın" ve
"renk" anlamına gelen "zer" ve "gun"
kelimelerinden türetilmiştir. Antik çağlardan günümüze kadar varlığını sürdüren
bu doğal taş eski zamanlarda elmasın kardeşi olarak kabul edilmiştir. Ortaçağ
Avrupa’sında sahibine iyi şöhret, bilgelik ve toplum içerisinde statü
sağladığına inanıldığından sıklıkla Ortaçağ’ın üst insanları tarafından
kullanılmıştır.
Doğada koyu kırmızı, turuncu, mor, sarı,
kahverengi, mavi ve şeffaf olmak üzere pek çok renkte bulunan bir taştır. Mavi
ve yeşil renklilerine “starlight” adı verilirken, sarımsı ve şeffaf olanları
ise “jargon” diye adlandırılır.
Diğer
doğal taşlarla karşılaştırıldığında Zirkon’u eşsiz kılan iki önemli özelliği
vardır. Birincisi Zirkon öyle dayanıklı bir yapıdır ki; yanardağ patlamalarından,
meteor çarpmalarından hasar almadan kurtulabilmiştir. İkinci ve en gizemli
niteliği ise; dünya üzerinde çıkartılan taşlar arasında en eski element
yapılanmasına sahip olmasıdır. Bu özelliği de bilim adamlarını konuya dahil
edip, Zirkonoloji isimde bir bilim dalı kurulmasına sebep olmuştur.
Zirkon'un Faydaları
Zirkon gerek rengi gerekse dayanıklılığı
itibariyle kişiye canlılık verdiğine inanılan bir taştır. Bu nedenle ruhsal ve
fizyolojik olarak kişide genel bir iyileşme vaat etmektedir. Mikrobik hastalıklara
karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiğine ve mikrop kaynaklı hastalıklara
yakalanmış kişileri daha hızlı iyileştirdiğine inanılmaktadır. Ayrıca cilt
üzerinde parlaklık vermek gibi bir etkisi olduğu da kabul gören faydaları
arasındadır.
OSMANLI TUĞRALARININ ANLAMI
Oğuzca Tuğrağ
olup, Anadolu lehçesinde (ğ) söylenişinde zorluk olduğu için direk “Tuğra”
olarak söylenerek yaygın hale gelmiştir. Padişahın basılmış şeklinde olan
imzasına denilmektedir. Farsça olarak nişan “işaret” anlamına, Arapçası tevki
yani “iz bırakma” anlamına gelmektedir. Büyük Selçuklular da ve Anadolu
Selçukluları’nda tuğraların varlığına rastlanmaktadır. Şekil şeklinde olanları
Osmanlı Devleti’nde ve Anadolu beyliklerinde görülmektedir.
Büyük Selçuklular’dan Eyyubilere ve oradan da
Memlüklüler’e geçen tuğrada hükümdara ve babasına ait isim aşırı derecede harf
uzantısı ile yer almaktadır. Anadolu beyliklerinde en eski tuğra Saruhan oğlu
İshak bey’e ait 1374 tarihli gümüş paralarında yer almaktadır.
Osmanlı tuğrası padişahın isminin ve lakabının
bulunduğu, yer aldığı imzaya denilmektedir. Aynı zamanda padişahın ve babasının
ismi yer almaktadır. İlk olarak Orhan Gazi tarafından kullanılmaya
başlanmıştır. Tuğrada sadece Orhan Bin Osman şeklinde ifade yer almaktadır. Bu
tuğra ilk olarak 1324 ve 1348 tarihinde kullanılmıştır. Osmanlı Devleti’nin
kurucusu olan Osman Bey’e ait tuğra olmadığından 36 padişah
arasından sadece 35 padişaha ait tuğra bulunmaktadır. Tuğralar arasında en
iyi şekilde tasarlanmış olanı II.Abdülhamid’e ait tuğra kabul edilmektedir.
Burada sizlere osmanlı tuğrasının özellikleri, manası, resmi, içinde
ne yazıyor, çizimi, resmi, sırrı, türkçe anlamı anlatılmıştır.
Osmanlı
tuğrasındaki sembollerin anlamları;
Sere
(Kürsü): Tuğranın
en altında bulunur, asıl anlamın bulunduğu bölüme verilen isimdir. Burada
padişahın ismi, babasının ismi, sahip oldukları ünvanlar, el-muzaffer daima
duası bulunur.
Beyzeler: Tuğranın sol tarafında yer alan ve
iç içe iki kavisli bölüm kısımından oluşan yerdir.
Tuğ’lar: Tuğranın üstünde yer alan “elif”
harfi şeklindeki yukarı doğru uzanan uzantılara denilmektedir.
Zülfe: Tuğların yanında yer alan flama
şeklinde kavislere denilmektedir.
Kollar(Hançere): Beyzeleri takip eden şeklinde
paralel uzantılara denilir. Padişahların sağ üst köşelerinde “mahlas” şeklinde
sıfatı da yer almaktadır.
Osmanlı Tuğrası’nın Kullanıldığı Yerler
Tuğranın büyüklüğü yazılan yazının ve belgenin
içeriğine göre değişkenlik göstermektedir. Büyüklüğe bağlı bir uyum içerisinde
yer alırdı. Tuğralar her zaman belge ve evrakların başında yer almaktadır.
Hiçbir tuğra sonda yer almaz. Tuğraların sağ taraflarına çiçek deseni ve mahlas
yazma sonraları ortaya çıkan bir durumdur.
Hiçbir Osmanlı tuğrası birbirine benzemez. İlk
tuğra olan Orhan Gazi’ye ait olan olan tuğra diğer tüm
tuğralara örnek olarak esinlenilmiştir. Zamanla arma şeklini alan tuğralar
artık para, pul, evrak, senet, çeşme, cami, resmi daire, donanma, saray gibi
birçok yerde yerini alarak kullanılmaya başlanarak devam etmiştir.
Tuğralar beylikler aracılığıyla Osmanlı
Devleti’ne geçmesinden yıkılmasına kadar çeşitli yerlerde kullanılarak hat
sanatında sanatsal bir kol haline gelerek, bugün birçok sanatsal faaliyetlerde
yer alarak devam etmektedir. Hattatlar en güzel Osmanlı tuğrasını çıkarmak için
kıyasıya uğraşmışlar ve içinde Kuran’ı Kerim’den ayetler, dualar, hadisler
geçen tuğralar ortaya çıkmıştır.
Hat sanatının bir parçası olarak yıllardır bu sanatla
birlikte günümüze kadar çizilerek gelmiştir. Osmanlı Hükümdar’ının yanı sıra
şehzade, vezir-i azam, vezir, beylerbeyi, sancakbeylerinin devlet işlerinde
kullanması için tuğra yerinde geçen pençe diye adlandırılan imza yerine geçen
alametler kullandıkları görülmektedir. Pençe dediğimiz imzalar ile tuğra
arasında ki en büyük fark tek ve çift kavisdir. Pençlerde tek, tuğralarda ise
çift kavis yer almaktadır. Bugün birçok sanatsal
tablo çalışmalarında yerini almış olan tuğralar, en güzel şekli ile göz zevkine
hitap edecek şeklinde çizilmektedir.
Osmanlı tuğralarının diğer isimleri şu
şekildedir; “alamet-i şerife”, “misal-i hümayun”, “tuğray-ı meymun”, “mekan-ı
hakani”, “tuğray-ı garra”, “tevk-i ref-i hümayun”, “tevk-i hümayun”, “tevki-i
refi”, “nişan-ı şerif-i alişan-ı sultan-i”, “tuğray-ı garray-ı sami”, “nişan-ı
hümayun”, “misal-i meymun”, “nişan-ı şerif-i alişan-ı”
OSMANLI ARMASI’nın ANLAMI
Osmanlı
arması, 19. yy.'da tasarlanmış ve son hali, 17 Nisan 1882'de Sultan II.
Abdülhamit tarafından yürürlüğe konmuştur. Devlet armasından önce,
padişahların tuğraları devlet nişanı yerine geçmekteydi.
1. 1-Tuğranın etrafındaki güneş motifi,
padişahın güneşe benzetilmesinden ileri gelir.
2. 2-II. Abdülhamit'in tuğrası
3. 3-Sorguçlu serpuş: Osman gaziyi ve
tahtı temsil eder.
4. 4-Yeşil Hilafet sancağı
5. 5-Süngülü tüfek: Nizam-ı Ceditle
birlikte Osmanlı ordusunun asıl silahı olmuştur.
6. 6-Çift taraflı teber
7. 7-Toplu tabanca
8. 8-Terazi: şeşper ve asaya asılıdır,
adaleti temsil eder.
9. 9-(Üstte) Kuran-ı Kerim. (Altta)
Kanunnameler.
10. 10-Nışan-ı al-i imtiyaz: Devlet
adına faydalı işlerde bulunmuş ilim adamları, idareci ve askerlere veriliyordu.
11. 11-Nışan-ı Osmani: Sultan Abdülaziz
Han tarafından 1862'de ihdas edilmiş olup, devlet hizmetinde üstün başarı
sağlayanlara verilirdi.
12. 12-Asa ve şeşper
13. 13-Çapa, Osmanlı denizciliğini
temsil eder.
14. 14-Bereket boynuzu
15. 15-Nışan-ı iftihar
16. 16-Yay
17. 17-Mecidi nişanı
18. 18-Borazan, modern mızıka takımının
kullandığı çalgı aletidir.
19. 19-Şefkat nışanı, 1878'de II.
Abdülhamit Han tarafından ihdas edilmiş olup; savaş zamanında, büyük afetlerde
devlete, millete hizmet eden kadınlara verilirdi.
20. 20-Top gülleleri (Bazı armalarda
bulunmuyor)
21. 21-Kılıç
22. 22-Top, topçu ocaklarını temsil
eder.
23. 23-El siperlikli tören kılıcı: bu
kılıç klasik Türk kılıcı olmayıp, o devirdeki subaylar tarafından kullanılırdı.
24. 24-Mızrak.
25. 25-Çift taraflı teber, orduda üst
düzey görevliler tarafından üstünlük sembolü olarak kullanılmıştır.
26. 26-Tek taraflı teber (balta)
27. 27-Bayrak
28. 28-Osmanlı sancağı
29. 29-Mızrak: Son dönem mızraklı süvari
alayları.
30. 30-Kalkan, Ortasında stilize edilmiş
bir güneş motifi var. 12 yıldız: Rivayete göre bu 12 yıldız 12 burcu temsil
eder. Güneş bu burçlar üzerinde hareket eder.