KUBBET-ÜL SIR
Huzur ve sükunetin hakim olduğu mavi gök kubbeye ithafen tasarladığımız minyatür camii modelini yarı değerli taşlar ve Osmanlı mimarisiyle nakşetmiş bulunmaktayız.
Tasarımımızın yan kapı kısmında ise " men dakka dukka " yazılmış olup siz değerli koleksiyonerlerimizin beğenisine sunulmuştur.
KEHRİBAR veya AMBER
Çağlar öncesinde çam ağaçlarından sızmış reçinelerin taşıllaşmasıyla oluşmuş, süs eşyası yapımında kullanılan, açık sarıdan kızıla değin türlü renklerde olabilen, kolay kırılabilen, bir yere hızlıca sürtülüp hafif cisimlere yaklaştırıldığında onları kendine çeken, yarı saydam bir maddedir.
Kehribar taşı, etkileri nedeniyle şifalı taş sayılmaktadır. Bu taş, takı aksesuarı olarak çok sık bir şekilde kullanılmaktadır. Bunu örneklendirecek olursak, kehribar taşından yapılmış olan gerdanlık takısı, troid bezi ve de boğaz enfeksiyonlarının oluşumunu engeller. Astım ve bronşit gibi solunumla ilgili hastalıkların oluşmaması ve iyileşmesi, kehribar taşının insan sağlığına olan etkileri arasında yer almaktadır.
SAFİR TAŞI
Değerli taş denince akla ilk gelen şifalı taşlardan biri şüphesiz safir taşıdır. Halk arasında kader taşı veya gök yakut olarak da bilinir. Genellikle mavi rengi ile tanınan safir taşı, kırmızı, mor ve sarı gibi çeşitlere de sahiptir. Bayanların ilgi göstermesinin yanı sıra, pek çok erkek için de aksesuar kullanımı alanında değer gören bir taştır.
Eski dönemlerde krallar kendilerini kötülüklerden korumak amacıyla safir taşından yararlanırlardı. Göz alıcı mavi renginden ötürü Göklerin Temsilcisi olarak da adlandırılmıştır. Doğada pozitif enerji vermesi ile değerli kılınan nadir taşlardan biri olan safir taşı, bilimsel olarak da insanlara etkisi kanıtlanmış bir taştır. Söz konusu taşın içeriğindeki kimyasal bileşenlerin ve etkileyici renk tonlarının hastalıklara karşı iyi geldiği düşünülmektedir. Genellikle Orta Doğu ülkelerinin vazgeçilmez bir şifa kaynağı olarak, halen günümüzde safir taşının kullanımı yoğun bir şekilde devam etmektedir.