Elif
ve Vav Harflerinin Anlamı
Kolye ve yüzüklerde sıklıkla karşılaştığımız Elif Vav
harfinin anlamı nedir?
Dini figürlerin yer aldığı takı kullanmayı sevenlerin
de tercih ettiği modellerin başında geliyor.
Vav harfi Arap elfabesinin 27. harfidir. Peki neden
Vav’lı aksesuarların dini açıdan derin anlamlar taşıdıklarına inanılıyor? İşte
yanıtı… Tasavvuftaki Vav harfinin anlamına bakıldığında harfin, şekil olarak
hem secde eden insana hem de anne karnındaki cenin duruşuna benzediğine
inanılıyor. Bu benzetmeler neticisinde de; Vav harfli takıların insanların
yaradana kulluğunu temsil ettiğine ve Allah’ın birliğini gösterdiği anlamı
çıkarılmakta. Hatta; Vav harfi ile ilgili sözler arasında en bilinen tabir olan
“Vav gibi olmak” tabiri de; ‘Kulluğunu bilmek ve secde etmek. Allah’a
yakın olmak’ anlamında kullanılıyor.
Bu nedenle de üzerinde Vav harfi taşımanın kişiye neşe
ve huzur getireceği ve iç sıkıntılardan uzaklaştıracağına inanılır. .
Bütün mahlukat ana karnında `Vav`ken, `Vav` gibi kıvrılmışken,
dünya gelince `Elif` olup dimdik durur. “Elif” harfi insanın, haksızlığa, zülme
ve yanlışa karşı duruşunu temsil ettiğine ianılır. Hayatı boyunca fiziki
olarak “Elif” olarak yaşar, ihtiyarladıkça tekrar “Vav” gibi iki büklüm olur.
Elif ve Vav ile ilgili sözler öylesine çoktur
günümüzde pek çok tasavvufçu ve inançlı kişiler bu derin anlam karşısında
kitaplar, şiirler yazmaya devam ediyorlar.
OLTU
TAŞI
Oltu, tarih ve kültür bakımından zengin bir ilçedir.
Güzel bir el sanatı olan Oltu Taşı işletmeciliği bu zengin kültür ilçesinde
kendine has bir yeri vardır. Oltu Taşı kıymetli bir maden taşı olup, sadece
Oltu ve çevresinden çıkmaktadır. 3213 sayılı Maden Kanunu'nda kıymetli taşlar
arasında olduğunun tescili dahi yapılmıştır. Çıkarılması, zor, rezervi az,
fakat işlenmesi kolaydır. Oltu'nun sembolü olup yüzlerce ailenin ekmek
teknesidir.
Oltu Taşının teşekkülü
Oltu Taşı çıkarılan yerlerdeki bitki fosillerinden anlaşıldığına göre,
ağaçların reçinesi ile kil ve linyitin karışımından teşekkül ettiği tahmin
edilmektedir.
Oltu Taşının çıkarıldığı köyler
Oltu Taşı madeni genellikle Oltu'nun kuzey doğusundaki köylerden çıkar. Bunlardan
bir kısmını şöyle sıralamak mümkündür. Dutlu, Güllüce, Yeşilbaşlar, Taşlıköy,
Sülünkaya, Alatarla, Hankaskışla ve Çataksu köyleridir.
Oltu Taşının çıkarılışı
Yukarıda zikredilen köylerin arazisi genellikle çok engebeli dik
yamaçlardan meydana geldiği için maden çıkarılan ocaklara ancak yaya ve
zorlukla ulaşılabilir. Kazma kürek, murç ve çekiç gibi ilkel aletlerle
çalışılır. Açılan ocakların çapı 70-80 cm. civarında olup, dike yakın bir
eğilimle ilerlemektedir. Oltu Taşı cevheri üç-beş cm kalınlığında ve zaman
zaman kaybolan, yani kırılmış damarlar halindedir. Ocaklarda biraz ilerleyince
su çıkar ki, bu hafriyatı diz üstü sürünerek belki 200 metre uzunluğundaki
ocaktan çıkarmaktadır. Maden cevherinin az ve çıkarılmasının zorluğu Oltu
Taşının kıymetini daha da artırmaktadır.
Oltu Taşı'nın özellikleri
1. Topraktan çıktığında çok yumuşak olmasına rağmen, hava ile temas edince
sertleşmektedir.
2. İşlenmesi kolaydır.
3. İşlendikçe sertleşir.
4. Kullandıkça parlar.
5. Rengi genellikle siyah, bazen de kahverengidir.
6. Çıra gibi is çıkararak alevli bir şekilde yanar.
7. Sürtünme ile elektriklenerek hafif cisimleri çeker.
Oltu Taşı İşletmeciliği Tarihçesi
Oltu Taşı işletmeciliği günümüzden 200 sene öncesine kadar gitmektedir.
Ancak bu güzel sanat, asıl önemini Cumhuriyet döneminde kazanmıştır. Oltu Taşı
madeninin çıktığı bazı köylerdeki ocak kalıntıları ile yaşlı ustaların
"Ben babamdan, babam dedemden, o da babasından öğrenmiş." şeklindeki
canlı şahitlerinden bu sonuca ulaşılmaktadır.
İşlenmesi
Oltu Taşı'nı toprak altından bin bir güçlükle çıkaranlar, genellikle
işlemesini yapmazlar, İşleyenlere hammadde olarak kilo işi satarlar. Bu günkü
piyasa şartlarında kilosu bir milyon TL civarındadır. Yeri gelmişken hemen şunu
belirtelim ki taşı çıkartanlar, hammaddeyi işleyene pazarlayanlar, işleyerek
mamul hale getirenler, işçiden alarak dükkanlara satanlar hep ayrı kişilerdir.
Yani Oltu taşı tüketiciye ulaşana kadar 4-5 el değişmektedir.
Satın alınan taşlar, yapılacak mamulün, tip ve cinsine göre uygun bir şekilde küçük
bir keserle kütük üzerinde kırılarak içindeki yabancı maddeler, çatlaklar
temizlenir. Bu aşamada taş çok fire verir. Öyle ki bir kilo hammadde Oltu
Taşı'ndan ortalama yedi tespih çıkar. Keserle kırılan taşlar bu defa bıçakla
etrafı yontularak lobut haline getirilir. Sonra tornaya takılan bir biz aleti
ile teker teker delinir. Delinen taşlar çark denilen tornadaki mile takılır.
Usta, bir eli ile çarkı çevirirken, diğer elindeki keski ile milde dönen taşı
tornaya çeker. Milden çıkarmadan önce, çırtı ağacının kömürünün tozu ve
Palandöken Dağından getirilen tebeşir taşının tozu ile cila verilerek
parlatılır. Artık işlem tamamdır. Bu anlattığımız, tespih tanelerinin yapım
şeklidir. Ağızlık, gerdanlık, kolye, küpe ve buna benzer süs ve ziynet eşyaları
da elde tek tek ve özenle işlenir. Bu eşyalarında yapımı için kendilerine has
değişik aletleri vardır.
Mamul madde çeşitleri
1. Tespih
2. Kolye
3. Gerdanlık
4. Fincan takımı (Çok nadir bulunur)
5. Yüzük kaşı
6. Sigara ağızlığı
7. Pipo
8. Kol düğmesi
9. Küpe
10. Rozet
11. Kravat iğnesi
12. Yaka iğneleri
Bu sayılan mamullerden en çok üretilen ve en tanınmışı, kuşkusuz tespihlerdir.
Oltu Taşı tespihlerinin ünü Türkiye dışında da birçok ülkeye ulaşmıştır. Oltu
Taşı tespihi elde çekildikçe parlayıp güzelleştiği gibi insan, buna karşı
bağışıklık kazanıyor. 33'lük olanına "tek sayı", 99'lük olanına
"üç sayı" adı verilmektedir. Kuka (yuvarlak), Kızılcık, Mercimek,
Kesme, gümüş işlemeli tespih tipleri vardır.
Oltu Taşı taklitlerinden nasıl ayırt
edilir
1. Oltu Taşını elinizin içine alıp nefesinizle buharlaştırdığınızda buharı
çeker ve üzeri nemlenir.
2. Oltu Taşı tespihlerinin kendine has ağırlığı ve tok sesi vardır. (Mesela cam
tespihler çık ağır, plastikler çok hafif olurlar)
3. Sürtünme ile elektriklendiği için küçük kağıt parçacıklarını kendine çeker
4. Bıçakla hafifçe kazındığında kahverengi toz çıkarır.
5. Kullandıkça parlar.
Kaynak:
Dr. Lütfi SEZEN